Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Bir Hasta;
Aşkı yaşadığım zamanlarda, kullandığım korunma yollarına rağmen ayrılıklara gebe kalmam kaçınılmazdı.
Babamın suratıma tükürüp evden kovmasıyla başladı her şey.
Zaman bir yerlerime egzotik anılar bırakırken ben aşkları kitaplardan okudum. Yaşadıklarımın aşk diye tabir edilmesi
cep telefonlarında sms yoluyla aldığım birkaç cümleden ibaretti. Streç misali aşkları soyarken
anladım görüntünün önemini ve selilüt zamanların en pürüzlü yanını. Ben aşkı boş cepleriyle sevsem de,
bir kafede hep çay içmeye mecbur kalmıştım. Aşklarımın büyüklüğü cebimdeki miktarlara göre değişiyordu aslında. Hayat hep kendi şarkısını mırıldarken kulağıma, ben ne hüzzamlı şarkılarda buldum kendimi.
Terk edildikçe büyüdüğümü görüyordum ama gördükçe de yaşama hevesim küçüldüğünü geç olsa da anladım galiba.
Her gün güneş doğup yüzüme vuracak ve bu güneş benim olacak şiirlerime bir zaman sonra gülmeye başladım.
Güneş hiç doğmamıştı ve ben hep kendimi kandırmıştım. Oturduğum ev yokuş aşağıdır benim. Çocukluğumda çöp bidonları üzerinde ki kayışlarım hayatın önüme sunduğu kalıtsal acılara rastladıkça aklıma gelecekti.
Babamdan kestane şekeri parasını alıp kız arkadaşıma hediyeler almak için biriktirip çocukluğumu büyütme telaşımdı aşklarıma sarılmalar.
Yürürken gazını tutamayan aşkların benden büyük olduğunu göstermeye çalışan
zamana yenilgimi de az önce kabul ettim.
İki dakikalık zevkler uğruna gelen, düşünen hayvan muamelesi görenlerdenim bende, düşündükçe senkronize edilen bir felsefi yaşamımda aristonun tükürdüklerini yalamamda bunlara kanıt aslında.
İçimde ki yangını körükleyen pozitifist akımlar, aldatılan bir mabedin dilek dallarında kendimi dilediğim ve herkes den sakladığım acımasız bir ben. Bir fularım yok aslında, herkes tanır beni, benim kendimi tanımadığım kadar. Yazdıklarımı hüviyet cüzdanımda ki yıllara göre bölüp yorumladığımda anladım hatalarımı. televizyonlarda boy gösteren reyting yaşamları da hayatıma girme telaşı biraz da uğraştırıyor beni.
Kalabalık ortamları sevmedim, sevemedim nedense. Kendinden kaçan garip bir ayyaş diye niteledi hayat beni. Kaybettiklerimi arama telaşımdan vazgeçmem, tenimi başkalarına satmamdan geçti aslında.
Bir hayat kaybolduğu zaman, bu hayatı faili meçhul yapacak anılar çok oluyor nedense, zararlı olmayan hiçbir şeyin bağımlılık yapmadığını aldatıldığım zaman anlamıştım. Aslında yazdıklarım okunduğu gibi telaffuz edilmiyor kendi evremde, sürçü lisan eden ben değilim, yaşam da kaybeder kendini bazen. Ve ben işte o bazenler yaşadım ne hikmetse.
Kayıp bir eşya aradım durdum.
Anıların hayatıma çomak sokup durması, yaşadıklarımın keşke yaşanmamış olması deyimleri yer değiştirse dedim bazen. Ben hiç büyümedim.
Korktuğum zamanlarda titrerim hala. Ben senin bildiğin kızlardan değilim diyen feminel tiplere benim bilmediğim kızlar ..ospu olur cevabını telafuz yerine uygulamalı olarak anlattım nedense. Herkes aşık bana, benim kendimden nefret ettiğim kadar.
“Nereden sevdim o zalimi” diye inleyenlere de girdi adım, adların birleştiği yerde
ayrılıkların şarkısını yudumlarken öfkelendim.
Arabesk aşkların heavy metal ayrılıkların dinletisi zamanla hoşuma gitti.
Kendimi usta sandığım işlerde çırak misali sevdaları büyütmemde kendi saflığımdandı.
Sayfalarca kızgınlıklarım, yazdığım şarkıları
benden başka kimsenin bilmemesi de gizemli hayatım bir köşe başında ki Fah-işe misaliydi aslında.
Ve her şey bitti zamanla. İlerde ki tünelde dizlerine kadar uzanmış kabanının kulaklarını kapamaya çalışan bir adamım. Gidiyorum bilinmezliğin bildiğim kıyısına, babamın evden kovmasıyla bitti her şey. Yaşamı tarif eden yıllarım müsvedde artık. Yaşam nefes almaktı aslında…
7.seans ve Son.
REŞİT TURAN
Tarih: 2016-03-02 01:56:21 Kategori: Sözlük
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
7.seans ve Hasta Nedir
Aşkı yaşadığım zamanlarda, kullandığım korunma yollarına rağmen ayrılıklara gebe kalmam kaçınılmazdı.
Babamın suratıma tükürüp evden kovmasıyla başladı her şey.
Zaman bir yerlerime egzotik anılar bırakırken ben aşkları kitaplardan okudum. Yaşadıklarımın aşk diye tabir edilmesi
cep telefonlarında sms yoluyla aldığım birkaç cümleden ibaretti. Streç misali aşkları soyarken
anladım görüntünün önemini ve selilüt zamanların en pürüzlü yanını. Ben aşkı boş cepleriyle sevsem de,
bir kafede hep çay içmeye mecbur kalmıştım. Aşklarımın büyüklüğü cebimdeki miktarlara göre değişiyordu aslında. Hayat hep kendi şarkısını mırıldarken kulağıma, ben ne hüzzamlı şarkılarda buldum kendimi.
Terk edildikçe büyüdüğümü görüyordum ama gördükçe de yaşama hevesim küçüldüğünü geç olsa da anladım galiba.
Her gün güneş doğup yüzüme vuracak ve bu güneş benim olacak şiirlerime bir zaman sonra gülmeye başladım.
Güneş hiç doğmamıştı ve ben hep kendimi kandırmıştım. Oturduğum ev yokuş aşağıdır benim. Çocukluğumda çöp bidonları üzerinde ki kayışlarım hayatın önüme sunduğu kalıtsal acılara rastladıkça aklıma gelecekti.
Babamdan kestane şekeri parasını alıp kız arkadaşıma hediyeler almak için biriktirip çocukluğumu büyütme telaşımdı aşklarıma sarılmalar.
Yürürken gazını tutamayan aşkların benden büyük olduğunu göstermeye çalışan
zamana yenilgimi de az önce kabul ettim.
İki dakikalık zevkler uğruna gelen, düşünen hayvan muamelesi görenlerdenim bende, düşündükçe senkronize edilen bir felsefi yaşamımda aristonun tükürdüklerini yalamamda bunlara kanıt aslında.
İçimde ki yangını körükleyen pozitifist akımlar, aldatılan bir mabedin dilek dallarında kendimi dilediğim ve herkes den sakladığım acımasız bir ben. Bir fularım yok aslında, herkes tanır beni, benim kendimi tanımadığım kadar. Yazdıklarımı hüviyet cüzdanımda ki yıllara göre bölüp yorumladığımda anladım hatalarımı. televizyonlarda boy gösteren reyting yaşamları da hayatıma girme telaşı biraz da uğraştırıyor beni.
Kalabalık ortamları sevmedim, sevemedim nedense. Kendinden kaçan garip bir ayyaş diye niteledi hayat beni. Kaybettiklerimi arama telaşımdan vazgeçmem, tenimi başkalarına satmamdan geçti aslında.
Bir hayat kaybolduğu zaman, bu hayatı faili meçhul yapacak anılar çok oluyor nedense, zararlı olmayan hiçbir şeyin bağımlılık yapmadığını aldatıldığım zaman anlamıştım. Aslında yazdıklarım okunduğu gibi telaffuz edilmiyor kendi evremde, sürçü lisan eden ben değilim, yaşam da kaybeder kendini bazen. Ve ben işte o bazenler yaşadım ne hikmetse.
Kayıp bir eşya aradım durdum.
Anıların hayatıma çomak sokup durması, yaşadıklarımın keşke yaşanmamış olması deyimleri yer değiştirse dedim bazen. Ben hiç büyümedim.
Korktuğum zamanlarda titrerim hala. Ben senin bildiğin kızlardan değilim diyen feminel tiplere benim bilmediğim kızlar ..ospu olur cevabını telafuz yerine uygulamalı olarak anlattım nedense. Herkes aşık bana, benim kendimden nefret ettiğim kadar.
“Nereden sevdim o zalimi” diye inleyenlere de girdi adım, adların birleştiği yerde
ayrılıkların şarkısını yudumlarken öfkelendim.
Arabesk aşkların heavy metal ayrılıkların dinletisi zamanla hoşuma gitti.
Kendimi usta sandığım işlerde çırak misali sevdaları büyütmemde kendi saflığımdandı.
Sayfalarca kızgınlıklarım, yazdığım şarkıları
benden başka kimsenin bilmemesi de gizemli hayatım bir köşe başında ki Fah-işe misaliydi aslında.
Ve her şey bitti zamanla. İlerde ki tünelde dizlerine kadar uzanmış kabanının kulaklarını kapamaya çalışan bir adamım. Gidiyorum bilinmezliğin bildiğim kıyısına, babamın evden kovmasıyla bitti her şey. Yaşamı tarif eden yıllarım müsvedde artık. Yaşam nefes almaktı aslında…
7.seans ve Son.
REŞİT TURAN
Tarih: 2016-03-02 01:56:21 Kategori: Sözlük
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx